İçeriğe geç

Kategori: Edebiyat

Sabır İstasyonu’na Bir Bilet Lütfen

Demlik Dergisi, Sayı 7 / Mayıs 2015

İsmail Kaplan

“Galiba sabır istasyonu diye bir istasyon var ve bütün trenler bizi orada bekliyor.”

– Haydar Ergülen

Bu satırları yazmaya Eskişehir Tren İstasyonu’nda başlıyorum. Bir vakitler hususi kitap okumaya, kafa dinlemeye, huzur bulmaya, hayaller kurmaya geldiğim istasyonda. Beni Eskişehir’den nice trenlere teslim eden, nice istasyonlara yolcu eden istasyonda. Ama burada devam edemeyeceğim, eminim. Zira ne trenler eski trenlere benziyor, ne de bu istasyon eski hâline benziyor. Hız, değişim, modernite adına hatıralarımızı saygısızca katledenler, elini buraya da attı ve Eskişehir İstasyonu benim için artık gelip kitap okuyabileceğim, huzur bulabileceğim bir yer olmaktan çıktı. Ruhsuz, ölü bir mekâna dönüştü artık. Zira artık Doğu Ekspresi gelmiyor buraya, “Bozüyük, Bilecik, Arifiye, İzmit, Haydarpaşa yönüne gidecek olan Cumhuriyet Ekspresi beş dakika sonra bir numaralı perona” gelmiyor. Vagonlarındaki Farsça yazılardan nereden geldiği anlaşılan ve şehre bir Doğu havası getiren Transasya Ekspresi de gelmiyor. Treni, belki de onu en çok hak eden şehrin kalbinden söküp almak bu olsa gerek. Şimdi bir tek Haydarpaşa’mız kaldı, O da gerçi bizim gibi trenlere hasret.

Bir Garip Profesör

Demlik Dergisi, Sayı 6 / Eylül 2014

İsmail Kaplan

Mahmut Hoca son altmış yıldır olduğu gibi bugün de sabah ezanıyla birlikte uyandı. İmam olan babası daha çocukluğunda onu erkenden uyandırır, camiye giderken yanında götürürdü. Mahmut Hoca artık orta yaşlara geldiğinde Aliya İzzetbegoviç’in hatıralarını okurken, onun her sabah babasıyla birlikte namaza gittiğini, namazın “Alâk” ve “Rahman” sureleriyle kılındığını okuduğu zaman, babasının değerini bir kez daha anlamıştı. Bu yüzden hâlâ çocukları ve torunlarıyla beraber camiye gidiyor sabah namazında.

Bugün Mahmut Hoca’nın üniversitede son günü. Son otuz yılını orada geçirdiği odasında, o eski masasının başında bugün son kez oturacak. Son defa derse girecek bugün.