İçeriğe geç

Yazar: ismailkaplan

Zygmunt Bauman: Sosyal Medya Bir Tuzak

Ukba Dergisi / 28 Ocak 2016

İsmail Kaplan

Mütercimin notu: Zygmunt Bauman günümüzün en önemli sosyologlarından birisi. İspanya’nın çok satan gazetelerinden El País, 21 Ocak tarihinde Bauman ile yaptığı bir söyleşiyi İspanyolca olarak yayınladı ve yine internette yayınlanan İngilizce versiyonunda, 25 Ocak tarihinde röportajın İngilizce çevirisini verdi. Burada okuyacağınız çeviri, 25 Ocak tarihli İngilizce çeviriye dayanarak hazırlanmıştır. Çeviri sonucu oluşacak muhtemel anlam bozukluklarına istinaden, sayfanın sonuna İngilizce ve İspanyolca versiyonların linkleri de eklenmiştir. Metin içerisinde yer alan bazı kavramların ayrıntısı da yine metnin sonunda dipnot olarak paylaşılmıştır. Bu önemli röportajı istifadenize sunarız.

Sabır İstasyonu’na Bir Bilet Lütfen

Demlik Dergisi, Sayı 7 / Mayıs 2015

İsmail Kaplan

“Galiba sabır istasyonu diye bir istasyon var ve bütün trenler bizi orada bekliyor.”

– Haydar Ergülen

Bu satırları yazmaya Eskişehir Tren İstasyonu’nda başlıyorum. Bir vakitler hususi kitap okumaya, kafa dinlemeye, huzur bulmaya, hayaller kurmaya geldiğim istasyonda. Beni Eskişehir’den nice trenlere teslim eden, nice istasyonlara yolcu eden istasyonda. Ama burada devam edemeyeceğim, eminim. Zira ne trenler eski trenlere benziyor, ne de bu istasyon eski hâline benziyor. Hız, değişim, modernite adına hatıralarımızı saygısızca katledenler, elini buraya da attı ve Eskişehir İstasyonu benim için artık gelip kitap okuyabileceğim, huzur bulabileceğim bir yer olmaktan çıktı. Ruhsuz, ölü bir mekâna dönüştü artık. Zira artık Doğu Ekspresi gelmiyor buraya, “Bozüyük, Bilecik, Arifiye, İzmit, Haydarpaşa yönüne gidecek olan Cumhuriyet Ekspresi beş dakika sonra bir numaralı perona” gelmiyor. Vagonlarındaki Farsça yazılardan nereden geldiği anlaşılan ve şehre bir Doğu havası getiren Transasya Ekspresi de gelmiyor. Treni, belki de onu en çok hak eden şehrin kalbinden söküp almak bu olsa gerek. Şimdi bir tek Haydarpaşa’mız kaldı, O da gerçi bizim gibi trenlere hasret.

Nokta

Demlik Dergisi, Sayı 8 / Nisan 2015

İsmail Kaplan

İlm kesbiyle pâye-i rif’at arzu-yı muhâl imiş ancak

Aşk imiş her ne var âlemde, ilm bir kîl-ü kâl imiş ancak

Fuzulî

Hepimiz hayatımızın ciddi bir bölümünü ilim tahsiline ayırıyoruz. Daha sokakta oyunlar oynayacağımız çağda bizi elimizden tutup okula bırakıveriyorlar. Sonra ver elini okul, dershane, kurs, özel ders ve daha nicesi. Kendimizden ağır, boyumuzdan büyük çantaları taşımaktan kambur oluyoruz. Sınavlara giriyor, en yakın arkadaşlarımızla rekabet ediyoruz. Sırf ilim tahsili için.

Yukarıdaki paragrafa minik bir şerh düşmek durumundayım: Bütün bunlar ne kadar ilimden sayılırsa.